21 Kasım 2017 Salı

ÇİKOLATA TANRISI GERÇEK MİYDİ?

La légende du cacaoKakao yetiştiriciliğinin tarihi çok eski zamanlara dayanmaktadır (bakınız).

Eski Mayalar 5.yüzyılda kakao ile artık tanışmış, hatta günümüzün çikolatasının dedesi sayılan kakaolu içecek bile hazırlamaya başlamışlardı. Ancak o devirde kakaodan hazırlanan ve birçok hastalığın tedavisinde kullanılan içeceklerden sadece asiller tada biliyorlardı.

Aztekler de kakao çekirdekleri ile tanışmış, ondan mısır unu, tatlı ve acı biber karışımından  oluşan özel içecek bile icat etmişlerdi. Ayrıca kakao çekirdeklerini para birimi ve yılan ısırmalarına karşı ilaç olarak
kullanıyorlardı.



KAKAO TANRISI QUETZALCOATL

Les origines du cacao
Bu medeniyetler için kakao tüylü yılan şeklindeki bolluk tanrısı Quetzalcoatl'nın sembolü idi. 
Efsaneye göre çirkin sakallı yüzü ve uzun kafası olan Quetzalcoati muhteşem bahçeci olan Tula'da hükümdarlık ediyordu. Çok büyük hazineye sahip olan hükümdarın altınları, değerli taşlarla dekore edilmiş evleri, çeşitli tüyleri, olağanüstü kuşları ve halk tarafından bolluk simgesi olarak kabul edilmiş 'Cacahuaquahitl' adlanan kakao ağaçları vardı. 

'Tanrım sana öyle bir içecek getirdim ki, içtiğinde yüreğini ferahlatacak, seni tedavi edecek ve sana gençliğini bulman için gideceğin ülkeye kadar eşlik edecek'

Quetzalcoatl iksiri içer içmez kendini kaybeder.  Evlerini yakıp hazinesini dağlara gömdükten sonra, tüm kakao ağaçlarını tohum veremez hale getirir. 

Daha sonra genç kalmanın sırlarını taşıyan ülkeyi bulacağına inanarak Güneşin doğudan yükseldiği yöne doğru yola çıktı. Tüylerle süslenmiş, bir birine dolanmış yılanlardan yapılmış sal ile suya atılırken, Quetzalcoati halkına sazlık yılının simgesini taşıyan bir yılda döneceği sözünü verdi. O, halkına Cennet'in hazinelerini getirecek ve gittiği yere geri dönecekti. 

La légende du cacaoKamış simgesinin yılı sayılan 1519 yılında, Aztekler kralı Moctezuma Quetzalcoati'nin döneceğini sabırsızlıkla beklemekteydi. Erkekler Quetzalcoati'nin yola çıktığı güneşin doğduğu yere yakın bir yere indiler ve orada sırtlarındaki yılan kabuklarından parıldayan, tüylerden arınmış insanlar gördüler. Onların başkanı ise sakallıydı. Moctezuma hiç şüphe duymadan bu kişinin Quetzalcoatl olduğuna emin oldu ve ona krallık teklif etti. 

Gerçekte ise sakallı adam Hernan Cortes idi. 


Böylece o kendini altınlarla kaplı ve Aztekler için değerli hazine olan Kakao plantasyonlarının başında buldu. 

Hernan Cortes kakaonun ekonomik değerini hızlıca anlamış ve kakao yüklü gemiyi ilk kez 1524 yılında İspanya egemenliği altında olan Charles Quint'e göndermiştir. 1528 yılında ise bizzat kendisi kahve çekirdekleri ve iksir için gereken malzemeler olan tarçın, karanfil, vanilya, misk ve portakal çiçeği suyunu krala  götürmüştür. 

İspanya Mahkemesi bu içkiden öyle mest oluyor ki, diğer halkların kakaonun varlığından haberdar olmamaları için kakaoyu sır gibi saklıyor. 

Meksika bir çılgınlığa imza atıyor- yeni dünya İspanyol kolonileri kakao olmadan dayanamıyor ve Mexico'da ilk 'Chocolatias' açılıyor. Burada vanilyalı, rezene ve tarçınlı çikolatalar servis ediliyordu. 

Eski kıtalarına döndükleri zaman İspanyollar çikolatadan vazgeçemiyor ve kendileri ile götürüyorlar. Böylece İspanya mahkemesinin sır gibi sakladığı çikolata sır olmaktan çıkıyor. Çikolata İspanyolların tutkusu haline geliyor, hatta kilise çikolatanın gençler üzerindeki etkisinin şaraptan daha iyi olduğu kanısına varır. 

O devirde Fransa henüz çikolatayla tanışmamıştı ve çikolatayı Fransızlara Louis XIII ile evlenen İspanya kralı  Louis Philip II kızı Anne d'Autriche tanıttı. 

Sonraki yıllarda Louis XIV karısı Marie Therese Fransa'ya çikolatayı gerçek anlamda empoze etmiş ve ilk çikolatacı 1659 yılında Halle caddesinde açılmıştı. 

Isırılarak yenen ilk çikolata 1674 yılında üretilmiş, akabinde 1780 yılında Bayonne'da ilk çikolata fabrikası kurulmuştur. 

BİR ENDÜSTRİNİN DOĞUŞU  

Ancak 18.yüzyılın sonlarında çikolata lüks ürün olarak kalmaktaydı (1kg çikolata=bir işçinin 4 günlük yevmiyesi). Çikolata endüstrisi 19.yüzyılın başlarında adeta yeniden doğdu, örneğin 1815 yılında Hollanda'da Van Houten fabrikasının kurulması gibi. 
1822 yılından kakao yetiştiriciyi Afrika kıtası, ardından Endonezya'ya kadar yayıldı. 
























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder